12 MART İSTİKLAL MARŞI’NIN KABULÜ KONUŞMA METNİ – 1
12 MART İSTİKLAL MARŞI’NIN KABULÜ KONUŞMA METNİ – 1
📌İndirme linki sayfanın sonundadır.
Sayın Müdürüm, Değerli Öğretmenlerim ve Sevgili Arkadaşlar,
İstiklal Marşı’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul ediliş yıl dönümü için toplanmış bulunuyoruz. İstiklal Marşı’nı anlamak ve anlatmak için onun hangi şartlarda yazıldığını bilmemiz ve onu bu çerçevede değerlendirmemiz gerekmektedir.
İstiklal Savaşının elemli ve buhranlı günlerindeyiz. İzmir gitmiş, Bursa düşmüş, Afyon kaybedilmiş, düşman orduları bin yıllık Türkiye tarihinde ilk defa Türk yurdunun harim-i ismetine sokulmuştur. Türk milleti tarihinin en karanlık günlerini yaşamaktadır.
Milletimizin hür yaşama azmi ve aşkı Mustafa Kemal gibi eşsiz bir liderin şahsında tecessüm edecek ve bizlere bir ufuk olacaktı. Ezelden beridir hür yaşamış ve bundan sonra da yaşayacak olan milletimiz vatanına ve istiklaline yönelmiş olan bu çılgınca ve hayâsızca saldırılara elbette boyun eğmeyecekti. Medeniyeti yüzlerindeki vahşeti örtmek için bir maske gibi kullanan dönemin süper güçleri en güçlü silahlarıyla yurdumuzu işgale yeltenmişler fakat Türk ordusu çelikleşmiş iradesi ve iman dolu göğsüyle onlara en güzel cevabı vermiştir. Zaten İstiklal Marşımız kahraman ordumuza ithaf edilmiştir. Ama biz biliyorduk ki savaş meydanlarında kazanılan zaferler diğer alanlardaki çalışmalarla taçlandırılmalıdır. Bu hususta bizlere büyük görevler düşmektedir.
İstiklal Marşı ifade ettiği derin anlamlar ve şiir kalitesi bakımından yeryüzündeki diğer Millî marşlardan üstün bir konumdadır. Onun bu üstünlüğü yüreği vatan ve istiklal sevgisiyle dopdolu bir şairin milletin ruhunda bulan derin ızdırabın tercümanı olmasından ileri gelir. İstiklal Marşı, Millî Mücadelenin bütün heybetini ve canlılığını başarıyla yansıtır. Onun bu başarısındaki en önemli unsur Mehmet Akif’in şahsiyeti ve Millî Mücadele yıllarındaki konumudur. Mehmet Akif o karanlık günlerimizde millî mücadelenin başarılı olması için Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde çalışmalar yapmış; kalemiyle ve ilmiyle yer yer ümitsizliğe düşen insanımıza istiklal aşkını ve kazanma enerjisini aşılamaya çalışmıştır. İşgal altındaki bu topraklarda silah zoruyla vicdanların sesleri kısılmaya çalışılmış; Türk milletinin hür iradesi baskı altına alınmak istemiştir. Fakat Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün etrafında halelenen özgürlük ateşi milletimizin ufkunu bir güneş gibi aydınlatmıştır. Millî birlik ve beraberliğimizle aşılmaz denilen engeller aşılmıştır.
Mehmet Akif şiir ve yazılarının yanı sıra camilerde verdiği vaazlarla halkı Millî Mücadeleye destek vermeye çağırmıştır. İstiklal Marşı o günlerin heyecanıyla yazılmıştır.
Bütün bu anlatılan şeyleri mutlaka daha önceden de duydunuz ve belki de birçoğunuzun ruhunda derin akisler uyandırdı. Bizler şu anı yaşayanlar olarak geçmişin mirasını ve geleceğin emanetini taşıyoruz. Şehit dedelerimiz bize bu güzel vatanı miras bıraktı. Bizler de gelecek nesillere bu kutsal emaneti en güzel şekilde taşımalıyız. Unutmayınız ki omuzlarımızda geleceğin sorumluluğu vardır. Bu sorumluluğu taşımak öyle kolay değildir. Çalışmak ister, fedakârlık ister. Bizden sonra gelecek nesillere güçlü ve müreffeh bir ülke bırakmak, geçmişin mirasını geleceğe emanet olarak taşımak için çok çalışmalıyız.
Ulu Önder’imiz Mustafa Kemal Atatürk, aziz şehitlerimiz ve Mehmet Akif’i şükran ve minnetle yâd ediyoruz.