Orhan Pamuk ve İstanbul’u

Orhan Pamuk, İstanbul’un plansız değişimine ve doğallığını nasıl yitirdiğine ışık tutan ve gelecek nesillere taşıyacak olan çok önemli kanıtlardır. Görüldüğü gibi yazar İstanbul’u hem güzelliğiyle hem de sorunlarıyla gelecek kuşaklara anlatıyor.

Orhan Pamuk ve İstanbul’u
A+
A-
02.03.2023
526

“Ben doğmadan yüz yıl önce İstanbul’a geldiğinde şehrin kalabalığı ve değişikliğinden etkilenen Flaubert, bir mektubunda Constantinopolis’in yüz yıl sonra dünyanın başkenti olacağına inandığını yazmıştı. Osmanlı imparatorluğu çöküp yok olunca, bu kehanetin tam tersi gerçekleşti. Ben doğduğumda İstanbul, dünyadaki görece yeri iki bin yıllık tarihinin en zayıf, en yoksul, en ücra ve en yalıtılmış günlerini yaşıyordu. Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkım duygusu, yoksulluk ve şehri kaplayan yıkıntıların verdiği hüzün,
bütün hayatım boyunca, İstanbul’u belirleyen şeyler oldu. Hayatım bu hüzünle savaşarak ya da onu, bütün İstanbullular gibi en sonunda benimseyerek geçti (Pamuk, 2008: 12).”

Orhan Pamuk’un tüm yapıtlarında İstanbul’u görmek mümkündür. Masumiyet Müzesinde de İstanbul her yönüyle anlatılmaktadır. Boğazın güzelliği, parke taşı döşenmiş sokaklar, Yeşilçam, bayram yerleri, çınar ve ıhlamur ağaçlarını kokusu, İstanbul’un ekonomisi, esnafı ve bunun gibi birçok detay bu romanda mevcuttur. Pamuk boğazın güzelliğini ve ondan etkilenişini şöyle anlatır:
“… Panjurları parmaklarımın ucuyla itip açar ve içeriye patlar gibi dolan manzaranın güzelliğine her seferinde hayret ederim. Hayretimde, hayatın unutmakta olduğumu sandığım güzelliğini yeniden keşfetmenin heyecanı da vardı ya da ben öyle inanmak istiyordum (Pamuk, 2008a: 212).”

İstanbul’un o şahane, etkileyici manzaralarını yanında insanların o günlerde de altyapı sorunlarını yaşadıkları ve bir yağmurda çektikleri çileyi yazar “…yokuştan aşağı inen suları seyretmiştim. Sokakta paçaları sıvamış, çıplak ayaklı mahalleliler, ellerinde çinko kovalar ve plastik plastik çamaşır leğenleriyle, kaldırımların kenarlarından, evlerinin içine içine giren suları boşaltmaya ve taş yığınları ve bezlerle sel sularının yönünü değiştirmeye çalışıyordu” sözleriyle anlatıyor (Pamuk, 2008a: 264).

Bugün de zaman zaman bu sorunun İstanbul’da var olduğu görülebiliyor. Pamuk aynı zamanda şehrin anormal büyümesine de şahitlik etmektedir. Bu büyümeyi yazar hayretle izliyor ve şaşırıyor. “İstanbul son on yıl içinde öylesine büyümüş, yangınlar ve yeni inşaatlarla öylesine değişmiş ve göçlerle dar sokaklar öylesine kalabalıklaşmıştı ki, sık sık yolumuzu kaybeder, sonra sonra ancak bulur… (Pamuk, 2008a: 288).” Yazar İstanbul’un anormal değişimini şu sözlerle anlatmaya devam ediyor. “Yıllar sonra dut ve çınar ağaçları kesilerek üzerine apartmanlar dikilen, araba park yerine ya da yeşil plastik halılarla kaplı mini futbol sahalarına dönüştürülen bu büyük sinema bahçelerinin, kireçle badanalanmış duvarlar, imalathaneler, çökmekte olan ahşap konaklar ve iki- üç katlı apartmanlarla ve sayısız balkon ve pencerelerle çevrilmiş bu hüzünlü mekanların kalabalığı, her seferinde beni şaşırtırdı (Pamuk, 2008a: 288).”

Yukarıdaki sözler İstanbul’un plansız değişimine ve doğallığını nasıl yitirdiğine ışık tutan ve gelecek nesillere taşıyacak olan çok önemli kanıtlardır. Görüldüğü gibi yazar İstanbul’u hem güzelliğiyle hem de sorunlarıyla gelecek kuşaklara anlatıyor.

KAYNAKÇA

Pamuk, O. (1999). Öteki Renkler. İstanbul: İletişim Yayınları.
Pamuk, O. (2008). İstanbul. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
Pamuk, O. (2008a). Masumiyet Müzesi. İstanbul: İletişim Yayınları.
ORHAN PAMUK’UN MASUMİYET MÜZESİ ADLI ESERİNDE SOSYAL ELEŞTİRİ, Yrd. Doç Dr. Tahir YAŞAR , Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Hakkari MYO.

Bizi Takip Edin❤️

Diyariedebiyat.com ailesi olarak sunduğumuz paylaşım ve içerikleri yakından takip etmek için sosyal medyada bizi takip edin.

📌İnstagram hesabımızı takip etmek için tıklayın.

📌Facebook grubumuza katılmak için tıklayınız.

Yıldız vermeyi unutmayın 😉
[Total: 0 Average: 0]
Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.