BÜLBÜL

Bütün dünyaya küskündüm, dün akşam pek bunalmıştım:
Nihayet, bir zaman kırlarda gezmiş, köyde kalmıştım.

BÜLBÜL
A+
A-
03.12.2023
233

Bütün dünyaya küskündüm, dün akşam pek bunalmıştım:

Nihayet, bir zaman kırlarda gezmiş, köyde kalmıştım.

Şehirden çıkmak isterken sular zaten kararmıştı;

Pek ıssız bir karanlık sonradan vadiyi sarmıştı.

Işık yok, yolcu yok, ses yok, bütün hilkat kesilmiş lal..

Bu iştiğrakı tek bir nefha olsun etmiyor ihlal.

Muhitin hali “insaniyyet”in, timsalidir, sandım;

Dönüp maziye tırmandım, ne hicranlar, neler andım!

Taşarken haşrolup beynimden artık bin müselsel yad,

Zalamın sinesinden fışkıran memdud bir feryad.

O müstağrak, o durgun vecdi  nagah öyle çoşturdu:

Ki vadiden bütün, yer yer, eninler çağlayıp durdu.

Ne muhrik nameler, ya Rab, ne mevcamevc demlerdi:

Ağaçlar, taşlar ürpermişti, güya Sur-u Mahşerdi!

– Eşin var, aşiyanın var, baharın var ki beklerdin;

Kıyametler koparmak neydi, ey bülbül, nedir derdin?

O zümrüd tahta kondun, bir semavi saltanat kurdun,

Cihanın yurdu hep çiğnense, çiğnenmez senin yurdun!

Bugün bir yemyeşil vadi, yarın bir kıpkızıl gülşen,

Gezersin, hanümanın şen, için şen, kainatın şen!

Hazansız bir zemin isterse, şayet ruh-u ser-bazın,

Ufuklar, bu’d-u mutlaklar bütün mahkum-u pervazın.

Değil bir kayda, sığmazsın -kanadlandın mı- eb’ada,

Hayatın en muhayyel gayedir ahrara dünyada.

Neden öyleyse matemlerle eyyamın perişandır,

Niçin bir damlacık göğsünde bir umman huruşandır?

Hayır, matem senin hakkın değil.. Matem benim hakkım:

Asırlar var ki, aydınlık nedir, hiç bilmez afakım!

Teselliden nasibim yok, hazan ağlar baharımda

Bugün bir hanümansız serseriyim öz diyarımda!

Ne hüsrandır ki:Şark’ın ben vefasız, kansız evladı;

Serapa Garb’a çiğnettim de çıktım hak-i ecdadı!

Hayalimden geçerken şimdi, fikrim hercümerc oldu.

Selahaddin-i Eyyubi’lerin, Fatih’lerin yurdu..

Ne zillettir ki, nakus inlesin beyninde Osman’ın;

Ezan sussun, fezalardan silinsin yadı Mevla’nın!

Ne hicrandır ki:en şevketli bir mazi serab olsun;

O kudretler, o satvetler harab olsun, türab olsun!

Çökük bir kubbe kalsın mabedinden Yıldırım Han’ın.

Şenaatlerle çiğnensin muazzam kabri Orhan’ın.

Ne haybettir ki:vahdet-gahı dinin devrilip, taş taş,

Sürünsün şimdi milyonlarca me’vasız kalan dindaş!

Yıkılmış hanümanlar yerde işkenceyle kıvransın;

Serilmiş gövdeler, binlerce, yüz binlerce doğransın!

Dolaşsın, sonra, İslam’ın haremgahında na-mahrem..

Benim hakkım, sus ey bülbül, senin hakkın değil matem!

Mehmet Âkif Ersoy
(1873  – 1936 )



Bizi Takip Edin

Diyariedebiyat.com ailesi olarak sunduğumuz paylaşım ve içerikleri yakından takip etmek için sosyal medyada bizi takip edin.

📌Facebook grubumuza katılmak için tıklayınız.

📌Telegram grubumuza katılmak için tıklayınız.

📌İnstagram hesabımızı takip etmek için tıklayın.

📌Twitter takip için tıklayınız.

Yıldız vermeyi unutmayın 😉
[Total: 0 Average: 0]
Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.