NAZIM BİÇİMLERİ NEDİR? NAZIM BİÇİMİ TÜRLERİ NELERDİR?

Şiirlerin dize sayılarının, ölçülerinin ve kafiyeleniş şekillerinin belirli bir nazım birimi esas alınarak oluşturduğu yapya nazım biçimi denir.

NAZIM BİÇİMLERİ NEDİR?  NAZIM BİÇİMİ TÜRLERİ NELERDİR?
A+
A-
28.11.2021
2.488

NAZIM BİÇİMLERİ NEDİR? NAZIM BİÇİMİ TÜRLERİ NELERDİR?

Nazım Biçimi

Şiirlerin dize sayılarının, ölçülerinin ve kafiyeleniş şekillerinin belirli bir nazım birimi esas alınarak oluşturduğu yapya nazım biçimi denir. Türk edebiyatında nazım şekilleri, şiir türlerine ve devirlere göre farklı özellikler gösterir ve şu şekilde gruplandırılır:

Türk Şiirinde Kullanılan Nazım Biçimleri
I. Halk ŞiiriII. Divan ŞiiriIII. Batı Etkisindeki Türk Şiiri
Anonim Halk ŞiiriBeyitlerle Kurulanlara. Sone
a. Mânia. Gazelb. Terzarima
b. Türküb. Kasidec. Triyole
Âşık Tarzı Halk Şiiric. Mesneviç. Balat
a. Koşmaç. Kıt’ad. Serbest nazım
b. Semaid. Müstezat
c. VarsağıBentlerle Kurulanlar
d. Destana. Tuyuğ
Aruz Ölçüsüyle Yazılan Halk Şiirib. Rubai
a. Kalenderic. Murabba
b. Divand. Şarkı
c. Selise. Muhammes
d. Semaif. Terkibibent
e. Satrançg. Terciibent
f. Vezniaher
Türk Şiirinde Kullanılan Nazım Biçimleri

Halk Şiiri Nazım Biçimleri

Mani

  • Halk şiirinin en küçük nazım biçimidir.
  • Sözlü/anonim edebiyat ürünlerindendir.
  • Dört mısradan meydan gelir.
  • Yedili hece ölçüsüyle söylenir.
  • Sevgi, tabiat, övgü, yergi, evlât sevgisi, ayrılık, hasret ve aşk konularını işler.
  • İlk iki mısra doldurmadır, konuya giriş için söylenir. Son iki mısrada ise asıl söylenmek istenen verilir.
  • Tek dörtlüktür. Mısra sayısı 5, 6, 7… 15’ten oluşan mâniler de vardır.
  • Hece ölçüsünün genelde 7’li kalıbıyla söylenir.
  • Tam, kesik (cinaslı), yedekli (artık), kerşı-beri, deyiş mâni gibi çeşitleri vardır.
  • Aşk, ayrılık, ölüm, doğa, kahramanlık, kırgınlık gibi temaları işler.

Örnek:

“Gidene bak gidene
Güller sarmış dikene
a
a
Doldurma bölüm
Mevla sabırla versin
Gizli sevda çekene”
x
a
Temel düşünce

Türkü

Türkiye’nin sözlü geleneğinde, bir ezgi ile söylenen halk şiirinin her çeşidini göstermek için en çok kullanılan ad “türkü”dür. Özel durumlarda ya da ezginin, sözlerin çeşitlemesine göre ninni, ağıt, deyiş, hava adları da kullanılmaktadır.

  • Anonim halk şiiri nazım biçimidir. Ancak söyleyeni belli, âşık tarzı halk şiirine dahil ettiğimiz türküler de vardır.
  • Ezgilerine göre usullü ve usulsüz olarak ikiye ayrılır:
  1. Usullü Türküler (oyun havaları, kırık havalar): Urfa’da “kırık”, Marmara’da “karşılama”, Konya’da “oturak”, Karadeniz’de “horon”, Erzurum’da “sümmani”, Isparta’da “dattiri”, Ege’de “zeybek”, Harput’ta “şıkıltım” adı verilir.
  2. Usulsüz Türküler(ızın havalar): Divan, bozlak, koşma, hoyrat, kayabaşı…
  • Genellikle 7’li, 8’li, 11’li hece ölçüsüyle oluşur.
  • Bent adı verilen asıl bölüm ve kavuştak adı verilen tekrar (nakarat) bölümünden oluşur. Bend, türkünün sözlerinin bulunduğu bölümdür. Bağlama/kavuştak/nakarat adı verilen bölüm ise her bendin sonunda tekrar eden bölümdür.

Koşma

İslamiyet öncesi koşukların devamıdır. Genellikle lirik konularda söylenir. Aşk, üzüntü, sevgiliye kavuşma isteği, ayrılık, doğayla ilgili düşünceler.

  • Âşık tarzı Türk şiirinin en yaygın biçimidir.
  • 11’li hece ölçüsü ile yazılır.
  • Dörtlük sayısı 3-5 arasında değişir.
  • Şair son dörtlükte mahlasını kullanır. Buna tapşırma denir.
  • Koşmalar konularına göre; güzelleme, koçaklama, taşlama ve ağıt olarak dörde ayrılır.

Örnek:

İkide bir üstümüze gelürsün

Nenüz alduk Serdar bizde nenüz var

Dünya bizim deyü dava kilasun

Nenüz alduk Serdar bizde nenüz var

Size verdüm elümüzün hasunu

Gaziler eylesün anun yasunu

Aldunuz Tebriz’i güzel Pasin’i

Nenüz alduk Serdar bizde nenüz var

Semai

Koşmalara göre daha canlı bir üslupla yazılır. Özel ezgilerinin olması onu diğerlerinden farklı kılar.

  • 8’li hece ölçüsüyle oluşturulur.
  • Konu olarak koşmanın güzellemesine benzer.
  • Dörtlük sayısı 3-5 arasındadır.
  • Sevgi, doğa, aşk, güzellik temaları özel bir ezgiyle söylenir.
  • Karacaoğlan semaileri ünlüdür.

Örnek:

Güzel ne güzel olmuşsun

Görülmeyi görülmeyi

Siyah zülfün halkalanmış

Örülmeyi örülmeyi

Mendilim yudum arıttım

Gülün dalında kuruttum

Adın ne idi unuttum

Sorulmayı sorulmayı…

Çağır Karac’oğlan çağır

Taş düştüğü yerde ağır

yiğit sevdiğinden soğur

Sarılmayı sarılmayı (Karacaoğlan)

Varsağı

  • Varsak Türklerine ait bir nazım biçimidir.
  • Semai ile şekilsel özellikleri vardır. 8’li ve 11’li hece ölçüsüyle söylenmekle birlikte genellikle 8’li hece ölçüsüyle söylenir. 3-5 dörtlükten oluşur.
  • Varsağılar yiğitçe bir üslupla söylenmektedir.
  • İlk dizesinde “bre“, “heyy“, “be heyy” gibi kahramanlık belirten ünlemlerin kullanılması yönüyle semaiden ayrılır.

Halk edebiyatında en çok varsağı söylemiş şairimiz “Karacaoğlan”dır.

Örnek:

Yürü bre Bulgar Dağı

Hemen dağlar sende m’olur

Yaylalı sünbüllü yurtlar

Büyük evler sende m’olur

Yükseğinde döner kuşlar

Engininde kervan işler

Kürk geydirir at bağışlar

Hemen beyler sende m’olur (Karacaoğlan)

Destan

  • Halk şiirinin en uzun nazım biçimidir.
  • Konu olarak yiğitlik kahramanlık işlenir.
  • Genellikle 11’li hece ölçüsüyle söylenir.
  • Kafiye şeması koşma tipidir.
  • Son dörtlükte mahlas kullanılır.
Konu bakımından destanlar:

Savaş Destanları, Salgın Hastalık Destanları, Eşkıya ve Ünlü Kişilerin Serüvenlerini Anlatan Destanlar, Mizahi Destanlar, Deprem Destanları, Toplumsal Taşlama Yergi Destanları, Atasözü Destanları, Hayvan Destanları, Yaş Destanları.

Divan Şiiri Nazım Biçimleri

Gazel

Divan edebiyatının en yaygın nazım şeklidir. Gazel, Kadınlar için söylenen güzel söz anlamındadır. İlk olarak Arap edebiyatında kasidenin bir bölümü olarak tegazzül adıyla kullanılmıştır. Fars edebiyatına müstakil bir nazım şekli olarak geçmiştir. Oradan da Türk edebiyatına gelmiştir.

  • Aşk, güzellik, kadın temaları işlenir. Beyit sayısı 5-15 arasındadır. Kafiye şeması aa/ba/ca … şeklindedir.
  • İlk beytine matla, son beytine makta denir.
  • En güzel beytine beyt’ül gazel denir.
  • Şairin adının geçtiği beyte mahlas beyti denir.
  • Beyitleri arasında konu bütünlüğü olan gazellere yek âhenk gazel adı verilir.
  • Gazelin bütün beyitleri her bakımdan aynı etkileyicilikte söylenilmişse bu tür gazellere yek âvâz gazel denir.

Örnek:

Zülf-i siyâhı sâye-i perr-i hümâ imiş
İklîm-i hüsne anun içün pâdişâ imiş

Bir secde ile kıldı ruh-ı âfıtâbı zer
Hâk-i cenâb-ı dûst ‘aceb kîmyâ imiş

Âvâzeyi bu ‘âleme Dâvûd gibi sal
Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş

Görmez cihânı gözlerümüz yâri görmese
Mir’ât-ı hüsni var ise ‘âlem-nümâ imiş

Zülfün esîri Bâkî-i bî-çâre dûstum
Bir mübtelâ-yı bend-i kemend-i belâ imiş
Sevgilinin siyah saçları, hüma kuşunun kanadının talih bağışlayan gölgesi imiş. Onun için o güzellik ülkesinin sultanı imiş.

Bir secde etmekle güneş gibi güzel yüzü altına dönüştü; sevgilinin çevresinin toprağı nasıl bir kimya imiş.

Yüksek sesini bu aleme Davut gibi sal; çünkü bu gök kubbede baki kalan ancak hoş bir seda imiş.

Gözlerimiz sevgiliyi görmezse dünyayı görmez olur; onun güzelliğinin aynası varsa dünya görünür olur.

Bu biçare Baki zülfünün esiridir sevdiğim; bela kemendinin esaretinin bir tiryakisi imiş.
Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş

Kasîde

  • Din ve devlet büyüklerini övmek ya da yermek için yazılan şiirlerdir. Beyit sayısı 33-99 arasındadır.
  • İlk beytine matla, son beytine makta denir
  • En güzel beytine beyt’ül kasid denir. Şairin adının geçtiği beyite taç beyit denir.
  • Nesib (Teşbib), girizgâh, methiye, tegazzül, fahriye ve dua bölümlerinden oluşur.

Mesnevi

  • Her beyti kendi içinde uyaklanan (aa,bb,cc,dd,…) ve beyit sayısı sınırsız olan nazım biçimidir.
  • Aruzun kısa kalıplarıyla aşk, din, tasavvuf, ahlak gibi konularda yazılır.
  • Kişi, zaman, mekân, olay gibi unsurları taşır. Beş mesneviden oluşan eserlere hamse denir.

Türk edebiyatında ilk mesnevi Kutadgu Bilig adında Yusuf Has Hacip tarafından yazılmıştır.

Şarkı

  • Bestelenmek için yazılmış, divan şiirine Türklerin dahil ettiği bir nazım biçimidir.
  • Bent sayısı 3-5 arasında değişir.
  • Şarkının üçüncü dizesine miyân denir. Nakarat, her bendin sonunda tekrar eden dizeye denir.

Tuyuğ

  • Halk edebiyatındaki mâninin Türk edebiyatındaki karşılığıdır.
  • Tek dörtlükten oluşur.
  • Divan şiirine kazandırılmıştır.
  • Tuyuğ, mani ve rubaide olduğu gibi bir fikir söyler. Mahlas kullanılmaz.
  • Daha çok Azeri ve Çağatay edebiyatında görülmüştür. İlk olarak Azeri edebiyatında Kadı Burhanettin ile görülür. Sonra Seyyid Nesimi‘de görülür.

Örnek:

Dalmışam şol bahre kim pâyânı yok

Batmışam şol gence kim hüsrânı yok

Bulmuşam şol bedri kim noksânı yok

Girmişem ol şehre kim vîrânı yok (Seyyid Nesimi)

Terkibibent

  • Terkibibent, 7-12 bent arasında oluşmuş bir nazım şeklidir.
  • Her bent 5 ile 10 arasında beyitten oluşur.
  • Bentlerin kafiye düzeni gazel ve kasideninki gibidir.
  • Her bendin sonunda “vasıta beyti” adı verilen beyit bulunur. Vasıta beyti her hanenin sonunda değişir.
  • En çok mersiye yazılır. Medhiye, münacat, tevhid, na’t, hayattan yakınma, olay ve aksaklıkları alaylı ve hicivli sosyal eleştiri…
  • Son bendde şairin mahlâsı bulunur.

Terciibent

  • 7-12 bent arasında oluşmuş bir nazım şeklidir.
  • Her bent 5 ile 10 arasında beyitten oluşur.
  • Bentlerin kafiye düzeni gazel ve kasideninki gibidir.
  • Her bendin sonunda “vasıta beyti” bulunur. Vasıta beyti her hanenin sonunda değişir. Bu yönüyle terkibibentten ayrılır.
  • En çok felsefi ve tasavvufi konular işlenir. Daha sonra medhiye, tevhid, mersiye, na’t, münacaat, aşıkane konular işlenir.
  • Anadolu’da ilk örnekleri Nesimi‘de görülür. Ünlü terciibentlerin sonuncusu Ziya Paşa‘ya aittir.
TERCİ-İ BENDAÇIKLAMASI
Bu kârgâh-ı sun’ aceb dershânedir,
Her nakş bir kitâb-ı ledünden nişânedir.
Çeşitli eserlerin vücuda getirildiği kâinat hayret edilecek bir dershanedir, [Kâinattaki] Her nakış bir ledün (Allah ile ilgili bilgi ve sırlara ait ilim) kitabından işarettir.
Gerdûn bir âsiyâb-ı felâket-medârdır,
Gûyâ içinde âdem-i âvâre dânedir.
Felek, felaket etrafında dönen [felakete sebep olan] bir değirmendir, Avare insan da bu değirmenin içinde sanki bir danedir.
Mânend-i dîv beççelerin iltikâm eder,
Köhne ribât-ı dehr aceb âşiyânedir.
Dev gibi kendi yavrularını yiyor, Köhne (eskimiş) dünya konağı şaşılacak bir yuvadır.
Tahkîk olunsa nakş-ı temâsîl-i kâinât,
Ya hâb ü ya hayâl ü yâhud bir fesânedir
Kâinattaki suretlerin nakışları (hakkıyla) incelense, Ya uyku, ya hayal ya da efsane zannedilir.
Müncer olur umûr-ı cihân bir nihâyete,
Sayfın şitâya meyli, bahârın hazânedir.
Dünyanın işleri bir sona doğru sürüklenir Yazın meyli kışa, ilkbaharın ise sonbaharadır.
Kesb-i yakîne âdem için yoktur ihtimâl,
Her i’tikâd akla göre gâibânedir.
İnsan için kesin bilgiyi kazanma (üretme) ihtimali yoktur, Her inanış ve kabul, akla göre görünmezdir (gizlidir).
Yârab! Nedir bu keşmekeş-i derd-i ihtiyâç?
İnsanın ihtiyâcı ki bir lokma nânedir.
Allahım! Nedir bu ihtiyaç derdi çekişmesi? Ki insanın ihtiyacı bir lokma nanedir.
Yoktur siper bu kubbe-i fîrûze-fâmda,
Zerrât cümle tîr-i kazâya nişânedir.
Bu fîrûze renkli kubbede sığınacak yer yoktur, Zerreler [bile] bela okunun hedefindedir.
Asl-ı murâd hükm-i ezel bulmadır vücûd,
Zâhirdeki savâb ü hatâ hep bahânedir.
Aslında arzulanan her zamanki hükmün vücut bulmasıdır, Görünüşteki sevap ve günah hep bahanedir.
Bir fâilin meâsiridir cümle hâdisât,
Ne iktizâ-yı çerh ü ne hükm-i zamânedir.
Bir yapıcının eseridir tüm olan şeyler, Ne talihin gereği, ne de devrin hükmüdür.
Subhâne men tahayyera fî sun’ihi’l-ukûl,
Subhâne men bikudretihî ya’cizü’l-fühûl.
Sanatıyla, eserleriyle akılları hayrete düşüren, Kudretiyle anlayışları aciz bırakan Allah’ı tesbih ederim.
Ziya Paşa- Terciibend

Batı Etkisinde Türk Şiiri Nazım Biçimleri

Serbest Nazım

  • Herhangi bir ölçü ya da uyağa, belli kurallara bağlı olmayan şiirdir.
  • Ölçünün veya uyağın kullanılıp kullanılmaması, dizelerin uzunluğu ve kısalığı şiirin belli bölümlere ayrılıp ayrılmaması şairin isteğine bağlıdır.

Örnek:

Nazım Hikmet – Taranta Babu’ya Mektuplar

Sone

  • İki tane dört dizeli ve iki tane üç dizeli bölüm olmak üzere 14 dizeden oluşur.
  • Genellikle lirik ve aşk konusunun yanında her konuda yazılabilir.
  • Türk edebiyatında ilk olarak Servet-i Fünun şairleri kullanmıştır.
  • Sonelerde asıl duygu ve düşünce üçlüklerde söylenir. Özellikle son dize, duygu yönünden en güçlü dizedir.
  • Servetifünun şairlerinden Tevfik Fikret ve Cenap Şehabettin bu nazım şeklini bolca kullanmışlardır.

Örnek:

Derdim, yeter, sâkin ol, dinlen biraz artık!
Akşam olsa diyordun, işte oldu akşam,
Siyah örtülerle sardı şehri karanlık;
Kimine huzur iner gökten, kimine gam.


Bırak, şehrin iğrenç kalabalığı gitsin,
Yesin kamçısını hazzın sefil cümbüşte
Toplasın acı meyvesini nedâmetin
Sen gel, derdim, ver elini bana, gel şöyle.                       


Bak göğün balkonlarından geçmiş seneler
Eski zaman esvaplarıyla eğilmişler;
Hüzün yükseliyor, güler yüzle, sulardan.


Seyret bir kemerde yorgun ölen güneşi
Ve uzun bir kefen gibi doğuyu saran
Geceyi dinle, yürüyen tatlı geceyi.
(Charles Baudelaire’den çeviri: Sabahattin Eyuboğlu)

Terzarima

  • Batı etkisinde gelişen Türk edebiyatı nazım biçimidir.
  • Üçer dizelik bentlerle kurulu nazım biçimi olup son bendi tek dizedir.
  • Bent sayısı sınırsızdır.
  • Dante’nin “İlahi Komedya“sı bu nazım biçimle yazılmıştır.
  • Türk şiirinde Tevfik FikretŞehrayin’de ilk defa denemiştir.

Örnek:

GİZ

Bu kadar uzak mıydı

Git git bitmiyor yol

Görünmüyor dağın ardı

Oysa bilmem kaç yıl

Bu yollardan yürünmüş

Şimdi sanki bir masal

Bu dilsiz dağ ve taş

Nerde saklar kuşları

Hangi gizle sarmaş dolaş

Anlamak zor susuşları.  

(Ahmet Telli)

Balad

Batı edebiyatlarında, konusunu heyecan verici ya da romantik hikâyelerden alan halk türkülerine, halk şiirlerine “balad” adı verilir. Balad, masalımsı, çoğu zaman acıklı, kimi zaman gülünç olayları, söylenti niteliğindeki eski hikâyeleri işleyen; üç uzun bir kısa (sunu) bentten oluşan bir nazım biçimidir. Bentler, uyak türü, uyak örgüsü ve dize sayısı yönünden birbirine benzerdir.

Örnek:

Ben böyle bir deniz görmedim ne kadar seni düşündüm
Gittim ne kadar bilmezsiniz ne türlü karanlık
Baktım ki biri yok o kentlerin, hiç olmamışlar gördüm
S bir kadın balkonunda baksam ne zaman olurdu
E sesinde yüzlerce trenler yürüdü Galile’de
Sizi bilmem ben galiba olmadım o dünyalarda
Salt bir it karalık akşamüstü denizlere doğru
Durmuş nasıl bu gökle bu yalnızlıklar yaşamada
Ne yaşanmışsa görmemişiz yaşanmış o kentlerde
Gittik gittik bizi bu surlar tuttu böyle kaldık.
Böyle güneşlere bayılıyorum çok güneşlere
Hafif otlar yürüyor evlere pis İstanbul’lara
Şey ile şeysiz geçiyorum o kapanık güneşlerde
Siz bir durma benim karanlığımı yadsıyorsunuz
Sokağa çıkmayın diyorum çıkmayın duymuyor musunuz
Benimle gelen o büyük sıkıntıdan gelenlerdi
Ta Galile içlerinden yürüyerek gelmişlerdi
Biriniz beni görmediniz ne kadar bağırdımsa
Denizler baktığın tüm o denizler gösterdi bana
Bir yalnızlık yeryüzündeki kapılar, bir o gördüm.

Sunu
Ben bütün çizgilerde oldum bütün o çizgilerde
Her sefer böyle geldi vurdu yaşamama bir deniz
Aldı bir yaşamadan bir yaşamaya kodu nasıl
Al bir çocuk vardı o korkularda o gecelerde
Büyük ulu sular yudu beni çokum artık nasıl
Bir deniz size de gelir vurur elbet anlarsınız  
(İlhan Berk)
Balad örneği
Yıldız vermeyi unutmayın 😉
[Total: 4 Average: 4.5]
Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni
YORUMLAR

  1. Buket dedi ki:

    Konu anlatımı açık anlaşılır ve örneklerin olması çok iyi.

  2. Mükremin dedi ki:

    Konuyu kapsamlı bir şekilde ele almış ve anlaşılır bir dille yazmış ben konu anlatımını gerçekten çok başarılı buldum.

  3. Semra dedi ki:

    Başarılı bir anlatım olmuş. Emeğinize sağlık