NÂZIM HİKMET’İN HAYATI VE ŞİİRLERİ
Nazım Hikmet, lirik şiirleriyle kendi zamanını aşıp evrensellik kazandı. Şiirlerdeki yoğun duygu ve içtenlik, şairin duygusal, manevi ve fikir dünyasına girmemize izin vermiştir. Bu sebeple şiirlerinde otobiyografik
Çağdaş Türk şiirinde Nâzım Hikmet‟in önemli yeri vardır. İlk şiirlerini hece vezniyle yazar. Moskova‟da fütürist ve konstrüktivizm akımlarıyla tanışır ve özellikle Vladimir Mayakovski‟den etkilenir. Böylece Nâzım Hikmet Türk dilinin zengin ses sisteminden ve ses uyumlarından yararlanarak Türk şiirine serbest nazmı getirir. Şiirleri elliyi aşkın dile çevrilmiştir.
Kitaplarını yazarken ilhamı hayatından ve dünyada yaşayan insanlardan, özellikle Türkiye‟de ve Sovyetler Birliği‟nde yaşayan insanlardan alır. O, şiirlerinde, hayat, ölüm, adalet, barış, hapis, kadın, eş, adam, anne, baba, çocuk, sevgi, köyler, şehirler, vatan ve insan sevgisi için yazar. Şiiri ve poetikası olumlu olumsuz eleştiriler almasına rağmen, şair kendi yaratıcı yolunu terk etmedi. Şiiri, hayatının en zor anlarında ruhunun çökmesine izin vermeyen en sadık yoldaşı oldu. Şiir, hapishanelerdeki yalnızlığında yıllarca en iyi arkadaşı idi. Onun aracılığı ile doğa, hayat ve insanlarla iletişim kuruyordu. Bu yüzden hayattan uzak iken hapishanelerde yazılan şiirleri ile hayatı çok kuvvetli yansıtıyordu.
Şair, lirik şiirleriyle kendi zamanını aşıp evrensellik kazandı. Şiirlerdeki yoğun duygu ve içtenlik, şairin duygusal, manevi ve fikir dünyasına girmemize izin vermiştir. Bu sebeple şiirlerinde otobiyografik unsurlar bulmamız mümkündür. Şairin lirik şiirlerini okuyan onun hayatını okumuş olur.
Nâzım Hikmet‟in, hayatındayken ve vefat ettikten sonra şu şiir kitapları neşredilmiştir:
“Güneşi İçenlerin Türküsü” (1928), “835 Satır” (1929), “Jokond ile Si-Ya-U” (1929), “Varan 3” (1930), “1+1=Bir” (1930), “Sesini Kaybeden Şehir” (1931), “Gece Gelen Telgraf” (1932), “Benerci Kendini Niçin Öldürdü?” (1932), “Portreler” (1935), “Taranta Babu’ya Mektuplar” (1935), “Simavna Kadısı Oğlu Şeyh Bedrettin Destanı” (1936), “Kurtuluş Savaşı Destanı” (1965), “Saat 21.00-22.00 Şiirleri” (1965), “Memleketimden İnsan Manzaraları I-V“ (1965-1967), “Dört Hapisane’den” (1966), “Rubailer” (1966), “Yeni Şiirler” (1966), “İlk Şiirleri” (1969), “Son Şiirleri” (1970); tiyatro eserleri “Kafatası” (1932), “Bir Ölü Evi Yahut Merhumun Hanesi” (1932), “Unutulan Adam” (1934-1935), “Ferhad ile Şirin“ (1965), “Enayi” (1965), “İnek” (1965), “Sabahat” (1965), “Ocak Başında – Yolcu” (1966), “Yusuf ile Menofis“ (1967), “Demokle’nin Kılıcı” (1974); ve romanları: “Kan Konuşmaz” (1965), “Yaşamak Güzel Şey be Kardeşim” (1967). Nâzım Hikmet‟in yazdığı mektuplar ise şu eserlerde toplanmıştır: “Kemal Tahir’e Mahpusaneden Mektuplar” (1968), “Oğlum, Canım Evladım, Memedim” (1968), “Vanu’lara Mektuplar” (1970) ve “Nâzım ile Piraye” (1977)
BİBLİYOGRAFYA
1. Gronau Dietrich. (1995). Nazım Hikmet. Altın Kitaplar Yayınevi – İstanbul;
2. Dündar Can. (2006). Nazım. İmge Kitabevi – Ankara;
3. Fevralski Aleksandr. (1997). Nazım’dan Anılar. Milliyet Yayınları – İstanbul;
4. Fiş Radi. (1995). Nâzım’ın Çilesi. Alev Yayınları – İstanbul;
5. Fuat Memet. (1975). Nâzım ile Piraye. De Yayınları – İstanbul;
6. Halman Sait Talât, Horata Osman, Çelik Yakup, Demir Nurettin, Kalpaklı Mehmet, Korkmaz Ramazan, Oğuz Öcal M. (2006). Türk Edebiyatı Tarihi 4. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları – İstanbul;
7. (2011). Hikmet Nâzım. Bütün Şiirleri. Yapı Kredi Yayınları – İstanbul;
8. Kolcuİhsan Ali. (2010). NâzımHikmet’inPoetikası.SalkımsöğütYayınevi – Erzurum;
9. Kulin Ayşe. (2010). İçimde Kızıl Bir Gül Gibi. Everest Yayınları – İstanbul;