BİNBİR GECE MASALLARI
Binbir Gece Masalları, Doğu halk edebiyatının en önemli eserlerindendir. Araştırmalar, hikâyelerin tek bir yazarının olmadığını; Hindistan, İran, Arap ve Mısır kültürlerinde halkın ortak katkısıyla olduğunu ortaya koymuştur
Binbir Gece Masalları, Doğu halk edebiyatının en önemli eserlerindendir. Araştırmalar, Binbir gece masalları kime ait olduğu sorusunun cevabı olarak hikâyelerin tek bir yazarının olmadığını; Hindistan, İran, Arap ve Mısır kültürlerinde halkın ortak katkısıyla olduğunu ortaya koymuştur. Yazılış tarihleri ve yazarı bilinmeyen bu masallar, iki yüzü aşkın hikâyenin bir araya getirilmesiyle oluşmuştur.
Binbir Gece Masalları, İslamiyet’ten önceki dönemi kapsar fakat ağırlıklı olarak 8. yüzyılda Abbasi halifelerinden Harun
Reşit Dönemi’nin olaylarını anlatır. Dönemin sosyal yaşantısını, kültürünü, insanlarını canlı bir şekilde bizlere aktarır. Olaylar daha çok Kahire, Şam ve Bağdat’ta geçmektedir.
Masalların iki önemli kahramanı başvezirin kızı Şehrazat ve ülkeyi yöneten Sultan Şehriyar’dır. Fars kralı olan Şehriyar
her gün bir genç kızla evlenip ertesi sabah onu öldürmektedir. Akıllı ve zeki bir kız olan Şehrazat buna bir çare düşünür.
Vezir babasını da ikna ederek Şehriyar ile evlenir. Şehrazat, Şehriyar’a her gece bir masal anlatır fakat masalları sabaha karşı en ilginç yerinde keser. Sultan da masalın devamını dinleyebilmek için Şehrazat’ın bir gün daha yaşamasına izin verir. Bir süre sonra Şehriyar daha iyi bir insan ve iyi bir hükümdar olur. Şehrazat’ı öldürmekten vazgeçer. Üç tane oğulları olur ve mutlu bir şekilde yaşamaya devam ederler.
Binbir Gece Masalları, Şehrazat’ın Şehriyar’a anlattığı bu masallardan oluşmuştur
Masalın ilk örneklerini Binbir Gece Masalları ile Hint edebiyatının ürünü olan, Beydeba’nın yazdığı Kelile ve
Dimne oluşturur.
Arapça asıl adı “Elf leyle ve leyle” olan bu masal külliyatı, bir çerçeve hikâye içerisinde yer alan pek çok tâli hikâyeden meydana gelmiştir. Çerçeve hikâye kısaca şöyledir: Semerkant Hükümdarı Şahzaman bir gün kardeşi Sâsânî Hükümdarı Şehriyâr’ı görmeye giderken unuttuğu bir şeyi almak üzere geri döndüğünde sarayda karısının ihanetine şahit olur ve onu derhal öldürür. Şehriyâr’ın yanındaki misafirliği sırasında kardeşinin ava gittiği bir gün yengesinin onu daha çirkin bir şekilde aldattığına şahit olur. İki kardeş deniz kenarında gezinirken omuzunda sandıkla bir ifritin denizden çıkması üzerine korkularından bir ağaca tırmanırlar. Ağacın altına gelen ifrit sandıktan bir kadın çıkardıktan sonra uyumaya başlar. İfritin karısı olan bu kadın iki kardeşi görür ve ifriti uyandırmak tehdidinde bulunarak onlarla cinsî ilişki kurarak ifrite ihanet eder. Bunun üzerine iki kardeş bütün kadınların sadakatsizliklerine kanaat getirir. Bu sebeple Sâsânî Hükümdarı Şehriyâr sarayına döner dönmez karısını öldürtür.
O günden sonra da her gün bir genç kızla evlenir ve ertesi günü boynunu vurdurur. Üç yıl sonra şehirde evlenecek genç kız kalmaz. Padişaha kız bulmakla görevli olup güç durumda kalan vezirin de iki kızı vardır. Büyük kızı Şehrezâd (Şehrâzâd) kendini feda etmek pahasına da olsa kadınları bu belâdan kurtaracak bir plan hazırlayarak padişahla evlenmeyi kabul eder. Gerdeğe girmeden önce de kız kardeşi Dînârzâd (veya Dünyâzâd) ile görüşme izni alır. Dînârzâd, önceden kararlaştırıldığı üzere Şehrezâd’dan bir masal anlatmasını ister. Şehrezâd sabaha kadar devam eden masalı en heyecanlı yerinde keser. Padişah da masalın sonunu öğrenmek için idamı sonraya bırakır. Şehrezâd padişahı böylece 1001 gece oyalar. Sonunda hikâyelerin öğretici ve ibret verici etkisi kadar karısının zekâ ve becerikliliği karşısında duyduğu hayranlığın da tesiriyle padişah Şehrezâd’ı öldürmekten vazgeçer.
Külliyatın bu adla tanınmasının sebebi, bunların binbir geceye taksim edilmiş birbirinin devamı olan masallardan oluşmasıdır. Ancak bazı hikâyeler birkaç sayfa sürerken bazılarının birkaç satırda bitmesi, “bin masal” veya “binbir gece” ifadelerinin önceleri çokluktan kinâye olarak kullanıldığını, daha sonra sözlük mânasına alınarak hikâyelerin bu sayılara tamamlandığını göstermektedir.
Külliyatta 264 masal bulunmaktadır. Külliyatın anlatım tekniği, çerçeve masalın içine giren diğer masalların uygun yerlerinde ikinci, üçüncü derecede çerçeveler meydana getirmeye de elverişlidir. Nitekim Şehrezâd’ın anlattığı masallardan herhangi birinin kahramanı bazan bir vesile bulup karşısındakine birbiri içinde devam edip giden masallar anlatır. Dilimizde de meşhur olmuş tâcir ve ifritler, hamal ve üç hanım, kambur, Alâeddin’in sihirli lambası, Ali Baba ile kırk harâmiler, gemici Sindbâd ve maceraları bunlardandır.
Binbir gece masallarının menşei, yazarı ve ne zaman yazıldığı öteden beri konu ile uğraşan âlimleri meşgul etmiş, fakat henüz kesin bir sonuca varılamamıştır. Masallardan bir kısmının Arapça’ya, Farsça “Hezâr Efsâne” (bin masal) adlı bir külliyattan geçtiği tahmin edilmektedir. Çerçeve masalın kahramanlarının adları gibi diğer masalların birçoğunda İran kültürüne ait ad ve özelliklerin bulunması da bunu göstermektedir. Ayrıca Mes‘ûdî’nin Mürûcü’ẕ-ẕeheb adlı eserinde (II, 251), o tarihlerde Araplar arasında “bin gece” diye bilinen bir hikâye külliyatının bulunduğu ve bu külliyatın Araplar’a geçmiş birçok İran, Yunan, Hint eserleri gibi dışarıdan geldiği, Farsça aslının “Hezâr Efsâne” olduğu belirtilmiştir. İbnü’n-Nedîm de Muhammed b. Abdûs el-Cehşiyârî’nin (ö. 331/943) 1000 ünlü Arapcan, İran, Yunan vb. masalını toplamaya başladığını, ancak 480 masala ulaştığı bir sırada öldüğünü söyler. Meselenin bir başka yanı da masallardan bazılarının İran’a Hindistan’dan gelmiş olmasıdır. Zira çerçeveli masal tekniğine Hint edebiyatının en eski örneklerinde bile rastlanır. Tıpkı Kelîle ve Dimne’de olduğu gibi bir hadiseyi geciktirmek için zaman kazanmak maksadıyla hikâye anlatma usulü daha çok Hindistan’da görülür. Ayrıca çerçeve masalın esas teması olan kadınların sadakatsizliği fikri ve iki kardeşin seyahate çıkması motifi orijinal Hint masal külliyatında bulunmaktadır. Bütün bunlar masallardan bir kısmının yabancı menşeli olduğunu gösterse bile tamamının böyle olduğunu ispata yetmez. Külliyatın içine Arap kaynaklı birçok masal da girmiştir.
Masalların çeşitliliği, geçtiği yerlerin farklılığı (Hindistan, İran, Irak, Mısır, Türkiye), masalların tabii ve özentisiz bir üslûpla kaleme alınmış olması, konuşma dilinde kullanılan deyimler ihtiva etmesi ve ünlü Arap müelliflerinde görülmesi mümkün olmayan dil hataları taşıması gibi hususlar dikkate alınırsa bunların tek bir kalemden çıkmadığı anlaşılır. Masalların aslında yüzyıllar boyu ağızdan ağıza aktarılan halk masalları türünden olduğu, bunların değişik yer ve zamanlarda rastgele değişmelere uğradığı, Doğu milletlerinin eski-yeni folklorundan pek çok şeyler alarak gelişip bir bütün haline geldiği kabul edilmektedir. Bu bakımdan hikâyelerin bütünü ilginç bir mozaik görünümündedir. Bu yönüyle Binbir Gece Masalları müslüman Doğu milletlerinin edebiyat, tarih, medeniyet tarihi, folklor ve sosyal yapılarının incelenmesi için büyük bir malzeme teşkil etmektedir.
Binbir Gece Masalları içindeki masallar:
- HÜKÜMDAR ŞEHRİYAR İLE KARDEŞİ HÜKÜMDAR ŞAHZAMAN’IN ÖYKÜSÜ
- EŞEK, ÖKÜZ VE ÇİFTÇİNİN ÖYKÜSÜ
- TACIR ILE IFRITIN ÖYKÜSÜ
- BIRINCI ŞEYHIN OYKUSU
- İKİNCİ ŞEYHİN ÖYKÜSÜ
- ÜÇÜNCÜ ŞEYHİN ÖYKÜSÜ
- BALIKÇI İLE ECİNNİ ÖYKÜSÜ
- KRAL YUNAN’IN VEZİRİ İLE HEKİM RUYAN’IN ÖYKÜSÜ
- ŞAH SİNBAD’IN ŞAHİNİ
- ŞEHZADE İLE GULYABANİ
- BÜYÜLENMIŞ GENÇ ADAM ILE BALıKLARıN ÖYKÜSÜ
- HAMAL İLE GENÇ KIZLARIN ÖYKÜSÜ
- BİRİNCİ KALENDERİN ÖYKÜSÜ
- İKİNCİ KALENDERİN ÖYKÜSÜ
- ÜÇÜNCÜ KALENDERİN ÖYKÜSÜ
- BİRİNCİ GENÇ KIZ ZÜBEYDE’NİN ÖYKÜSÜ
- İKİNCİ GENÇ KIZ EMİNE’NİN ÖYKÜSÜ
- KESİLEREK ÖLDÜRÜLEN KADIN, ÜÇ ELMA VE ZENCİ REYHAN ÖYKÜSÜ
- VEZİR NUREDDİN, KARDEŞİ VEZİR ŞEMSEDDİN VE HASAN BEDREDDİN’ÎN ÖYKÜSÜ
Not: Bu masal adları Binbir Gece Masalları’nın 1. cildinde yer alan masallardır.