Attilâ İlhan ve Emperyal Oteli
Beklentilerinin verdiği sıkıntı ve mevsimin de sonbahar oluşu Attilâ İlhan’ın ruhunda derin izler bırakmıştır ve her nesneye olumsuz bir anlam yüklemesine neden olmuştur.
Ben hiç böylesini görmemiştim
Vurdun kanıma girdin itirazım var.
Sımsıcak bir merhaba diyecektim
Başımı usulca dizine koyacaktım
Dört gün dört gece susacaktım
Yağmur sönecekti yanacaktı
Semeland seferden dönecekti
Duvardaki saat duracaktı
Kalbim kendiliğinden duracaktı
Ben hiç böylesini görmemiştim
Vurdun kanıma girdin itirazım var
Beklentilerinin verdiği sıkıntı ve mevsimin de sonbahar oluşu Attilâ İlhan’ın ruhunda derin izler bırakmıştır ve her nesneye olumsuz bir anlam yüklemesine neden olmuştur. Artık şairin etrafındaki bütün nesneler tıpkı şair gibi karamsar bir ruh hali içindedir. Mekân ve mekânı oluşturan unsurlar hastalıklıdır.
Attilâ İlhan “Emperyal Oteli” şiirinde yalnızlık duygusundan hareketle bireyi ilgilendiren, bireyin ızdıraplarını anlatan imkânsız bir aşkı dile getirmiştir. Bu şiir, şehrin gürültüsünden, kalabalığından kaçıp soluğu bir otel odasında bulan ve burada gelmeyecek sevgiliyi çaresizce bekleyen şairin serüvenidir.
İlk önce toplumsal bir duyarlılıkla kaleme aldığı şiirleri zamanla bireysel dertleri, sıkıntıları bireyin psikolojik durumlarını anlatacak birer araç haline gelecektir.
Emperyal Otelinde bu sonbahar
Bu camların nokta nokta hüznü
Bu bizim berheva olmuşluğumuz
Bir nokta bir hat kalmışlığımız
Bu rezil çarşamba günü
İntihar etmiş kötümser yapraklar
Öksürüklü aksırıklı bu takvim
Ben hiç böylesini görmemiştim
Vurdun kanıma girdin itirazım var
Otel odasındaki karamsar tablo ve sıkıntılı ruh hali kendisini dışarıda da hissettirmekte ve içerden bakıldığında her şey puslu ve yorgundur. Gelmeyen sevgiliyi kolları arasında hayal eden şair sevgiliye dair hayaller kurmaktadır. Aslında bir bakıma kendi dünyasında sevgilisinin geldiğini varsaymaktadır. Bu da şairin içinde bulunduğu imkânsız aşkın yarattığı etkiyi, bir başına kalmışlığı, yalnızlığı bütün gerçekliğiyle vermektedir.
Sesleri liman sislerinde boğulur
Gemiler yorgun ve uykuludur
Sabahtır saat beş buçuktur
Emperyal Otelinde üç gece kaldık
Fazlasına paramız yetmiyordu
Gözlerin gözlerimden gitmiyordu
Dördüncü gece sokakta kaldık
…
Sonuç olarak Emperyal Oteli şiirinde bir otel çevresinde yaşanan imkânsız bir aşkın hikâyesi anlatılmıştır. Bir otel odasında hiç gelmeyecek sevgiliyi bekleyen şair yalnızdır. Beklemenin verdiği sıkıntı ve sonbaharın da etkisiyle bu hüzün ve sıkıntılı psikolojik durum hem bulunulan mekâna hem de bu mekânda yer alan nesnelere yansımıştır. Bu camların nokta nokta hüznü, intihar etmiş kötümser yapraklar, öksürüklü aksırıklı bu takvim, gemiler yorgun ve uykuludur…
Kaynakça
ENSER, Yılmaz, Türk Şiirinde “Otel” İmgesi: Karşılaştırmalı Bir Çalışma, Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 2, Sayı: 7, Aralık 2014, s. 176-187.