MODERNİST HİKÂYE

Modernist eserlerde toplumdaki değer çatışmaları, bireyin bunalımları, karmaşık ruh hâli, yerleşik değerlere isyan, şiire özgü söyleyişlerden de yararlanılarak çağrışımlara açık bir biçimde sembollerle anlatılır.

MODERNİST HİKÂYE
A+
A-
29.10.2023
940

1960 sonrası Türk hikâyeciliğinde etkili olan anlayışlar:

Toplumcu Gerçekçilik:

Sanat toplum içindir. Sanatçı toplumun bir parçasıdır. Sanatçı içinde yaşadığı topluma karşı sorumlu ve duyarlıdır. Toplum sorunları eserlerde işlenmiştir.

Bireyin İç Dünyasına Yönelme:

Bireyin iç dünyası psikoloji ve psikanaliz biliminden hareketle alınır. Bunalım, yabancılaşma, bireyin toplumla hesaplaşması, yalnızlık, sıkıntı, bilinçaltı, bireysel sorgulamalar, evrenin düzeni gibi konular işlenir. Bilinç akışı ve iç konuşma teknikleri kullanılır.

Bu yönelimin en iyi örneklerini veren isimlerden biri Mustafa Kutlu’dur. Mustafa kutlu, dönemin insanının yaşadığı çatışmaları yazdı. Kaleme aldığı hikâyelerinde geçmiş kültüre, İslam’a, tasavvufa, erdeme ve insanın kendi iç dünyasına yer verdi. İslami duyarlılık onun hikâyelerinde estetiğe büründü. Anlatımı sade ve samimidir. Mustafa Kutlu, eserlerinde kullandığı teknikler ve geliştirdiği hikâye tarzıyla son dönem Türk hikâyeciliğinin önemli isimlerinden biri oldu.

Modernizm: Modernizm; bilimsel, siyasi, kültürel gelişmeler ve sanayi devrimiyle birlikte görülen büyük toplumsal değişime eşlik eden zihniyet için kullanılan bir terimdir. Sanat, mimari ve edebiyat alanında XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren adından söz ettirmeye başlayan akım, XX. yüzyılın birinci yarısında etkili olmuştur. Modernizm, geçmişe karşı şimdiki zamanın yüceltilmesini; geleneksel sanatlar, edebiyat, toplumsal kuruluşlar ve günlük yaşamın artık zamanını doldurduğunu, bunların yerine yeni bir kültür oluşturulması gerektiğini ifade eder.

Modernizm bireyden, onun iç dünyasının karmaşıklığından hareket eder ve gerçekliğe ulaşmaya çalışır. Ancak bu gerçeklik geleneksel-gerçekçi anlayışın temsil ettiği kadar yalın, düz bir gerçeklik değildir. Modernizmle birlikte özellikle gerçeklerin göründükleri gibi olmadığı anlayışı yerleşmiş, yerleşik kuralları ve toplumun sıradanlığını eleştirme düşüncesi ağırlık kazanmıştır.

Modernist eserlerde toplumdaki değer çatışmaları, bireyin bunalımları, karmaşık ruh hâli, yerleşik değerlere isyan, şiire özgü söyleyişlerden de yararlanılarak çağrışımlara açık bir biçimde sembollerle anlatılır. Dil ve anlatımda geleneksel tekniklerin dışında arayışlara gidilir. Modernizmi esas alan metinlerde alegorik (sembolik) anlatıma önem verilir. Yazarlar insanı çevreleyen toplumsal dünyayı yalın bir biçimde anlatmaktan kaçınırlar. Modernizmi esas alan hikâyelerde bir olay bulunmakla birlikte esas olan, olayın birey üzerindeki etkisini anlatmaktır. Modernizmi esas alan eserlerde yalnızlık, toplumdan kaçış, geleneksel değerlere başkaldırı gibi konular işlenir.

Modernizmi esas alan eserlerde dil ve anlatımda geleneksel tekniklerin dışına çıkılarak bilinç akışı, iç konuşma, geriye dönüş gibi anlatım tekniklerine yer verilmiştir. Klasik eserlerde temel alınan olay, karakter, çevre unsurları önemsizleştirilmiş; simge, imge, bakış açısı, ironi, çağrışım önem kazanmıştır. Bu anlayışta yazılan eserlerde insanlar, duygu ve düşünceleriyle karmaşık ve çok yönlü bir varlık olarak görülür. Modern yaşamdaki bireyin bunalımı, toplumla çatışması, yalnızlığı, huzursuzluğu, topluma yabancılaşmasının anlatıldığı bu eserlerde sıradan bir zaman akışı kullanılmaz; eserdeki kişi veya kişiler aynı zaman dilimi içinde değişik zaman dilimlerini yaşar.

Modernist eserler, varoluşçuluk akımından etkilenmiştir.

Türk edebiyatına Tanzimat Dönemi’nde kültürel değişimle Batı’dan çeviri ve taklitlerle giren geleneksel roman, 1970’lerden sonra yerini modernist ve postmodernist romanlara bırakmıştır. Bu bakımdan Türk edebiyatında modernizm ile postmodernizm aynı zamanda görülmüştür. Türk edebiyatında postmodernizm, modernist özelliklerden 1990’lı yıllardan itibaren arınmaya başlamıştır. 1970’lerde Yusuf Atılgan Anayurt Oteli ve Ferit Edgü Hakkâri’de Bir Mevsim ile modernizmin ilk ürünlerini verirler. 1950’lerden günümüze ise Latife Tekin (Sevgili Arsız Ölüm), Nazlı Eray (Ay Falcısı), Bilge Karasu (Gece) gibi sanatçıların eserlerinde modernizmin izleri görülür.

Bizi Takip Edin

Diyariedebiyat.com ailesi olarak sunduğumuz paylaşım ve içerikleri yakından takip etmek için sosyal medyada bizi takip edin.

📌Facebook grubumuza katılmak için tıklayınız.

📌Telegram grubumuza katılmak için tıklayınız.

📌İnstagram hesabımızı takip etmek için tıklayın.

📌Twitter takip için tıklayınız.

Yıldız vermeyi unutmayın 😉
[Total: 0 Average: 0]
Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.