Haftanın Kitabı: Pembe Fili Düşünme

Hayatımızı dönüştürmek üzerine

HAYAT DENEN BEKLEME SALONUNA HOŞ GELDİNİZ.

SİZ YAŞAMAK İÇİN NEYİ BEKLİYORSUNUZ ?

Hayat üzüntülerimizle ve mutluluklarımızla bir bütündür. Ancak her şey düzeldiğinde mi yaşamaya başlayacağız?

”Yolunu kendin yürüyebilmek için yönünü kendin koymak zorundasın.” diyor Oruç Aruoba. Bizler de tıpkı bu sözde olduğu gibi yönümüzü belirlemeli ve hayatımıza yön vermeliyiz. Zorluklarla karşılaştığımız zaman kendimize biraz daha anlayışlı olmalı ve nasıl davranacağımızı belirlemeliyiz.

Hayatta kalmak işte bütün mesele bu , diyor yazar kitabında. Kesinlikle de haklı. Şimdi size bir kitaptan bahsedeceğim: Pembe Fili Düşünme.

Zeynep Selvili tarafından yazılan kitap anlamlı ve canlı bir yaşamda kendimizi tanıyarak dünyayı daha iyi anlamlandırmayı düşündürüyor. Bence kitabın bize hissettirdikleri çok da uzak sayılmaz. Bize yalnız olmadığımızı ve yaşamın kaçınılmaz acılarında anlam bularak hayatımızın hangi değerlerle ilerleyeceğini sorguluyor. İnsanın hayattaki tecrübeleri ile yoluna devam etmesi , değerlerimize temas ederek daha anlamlı bir yaşam anlatılıyor.

İnsan duygu sahibi bir varlıktır. Ne demek duygu sahibi? Bedenimiz, duygularımız ve düşüncelerimiz değişirken değişmeyen bir şey var : Biz. Hayat kimi zaman mutluluk kimi zaman hüzünle devam ederken bizler hayatımıza bazı duyguları dahil ederiz. Biz eskiden de bizdik , şimdi de biziz. Yaşam boyu da biz olarak kalacağız. Bazen kendimizle gurur duyacağız bazen de kendimize kızacağız.

Kitabımızın bölümlerinden bahsedecek olursak birinci bölüm ” Deneyimsel Kaçınma ” , ikinci bölüm ”Gözlemleyen Ben” üçüncü bölüm ”Dünyanın En Eski Hikaye Anlatıcısı” , dördüncü bölüm ”En Acımasız Ses ” ,beşinci bölüm ” Yaşamaya Değer Bir Hayat.” Beni en çok etkileyen son bölüm oldu.

”Bir balona şekil veren hava gibi benim de hayatıma şekil verecek bir şeye gereksinimim var .” Bizi hayata bağlayan nedir? Hayatımızdaki değerler nelerdir? Değerlerimiz hayatımızı yaşarken bize yön veren unsurlardır. Hayatımızın gideceği yolu belirlemek , acele etmeden hayatın bize adil davranmadığı zamanlarda bizim kendimize adil davranmamız ve kendi elimizden tutarak ilerlememiz , şefkatle hayatımıza yön vermemizi söylüyor. İşte bu bölümde kitap bu konu üzerine durmuş. Yaşanmaya değer bir hayat herkesin isteği. Mutluluk hedeftir, Sağlıklı olmak hedeftir, hedeflerimiz sahip olmak istediklerimizdir. Hedeflerimiz sayesinde harekete geçmeliyiz. Ulaşmak için ilerlemeliyiz.

İnsandan her şeyi alabilirsiniz der yazar ama bir şeyi alamazsınız : Kişinin kendi yolunu seçme özgürlüğü. O yüzden kendi değerlerimizi bularak hayat yolcuğundan öyle davranırız.

Şimdiyi dünden nasıl ayırt etmeli?

Hayatımız ve düşüncelerimiz değişirken acılarımızı ve hatıralarımızı kabulleniriz. Bizim bize verdiğimiz sıfatlar davranışlarımızı kontrol eder. Duygularımızı kontrol etmeye çalışmak çözüm değildir. Asıl çözüm hislerimizden kaçmamak ve onu yaşamaktır.

Eğer olduğumu düşündüğüm kişi değilsem kimim ben ?

Düşüncelerim… Hepsi benim.

Hayatımız boyunca biz aynı kişiyiz. Rollerimizi bir kenara bırakarak biraz nefes almalı , düşünmeliyiz. İnsan olmak böyle bir şey.

Kitaptan küçük alıntılar:

Hissetmeye gönüllü müsün ?

Her bir nefis yanında bir sürücü ve bir şahid ile gelmiştir.

Sizin etiketleriniz neler ?

Yaşamanın hakkını ver .

Belki de asıl ustalık budur: Her zaman acemi olmayı bilmek

Düşünüyorum öyleyse gerçek olmayabilir.

En büyük korkun ne ?

İnsan onurunu bir toplama kampında bile koruyabilir.

Sahip olmak , elde etmek , ulaşmak istediğimiz hedefleri bilmek hatta onlara doğru adımlar atmak , hayatımızı anlamlı kılmak için yeterli değil. Davranışlarımız değerlerimizle paralel olursa anlam kazanır.

Gitmenin varmakla bir ilgisi yok.